30 Eylül 2016 Cuma

İsviçre'nin Kalbi Zürih Ne Kadara Gezilir?


Pahalı, ama ne pahalı! Şimdi uzaktan o kadar kötü gelmiyor tabi anlatılanlar. Birisi size gelip de Zürih çok güzel ama çok pahalı dediğinde, sadece ilk kısmı kalıyor cümlenin hafızada. Ancak gidince güzellik geri plana düşerken, pahalılık ön plana çıkıyor aniden. “Neymiş bu kadar?” diyenler icin fiyatları hemen özet halinde yazıyorum aşağıya.

OTEL: 1 Gece 2 Kisi Sofitel Otel Kahvaltı Dahil 135 EURO
Bol bol İsviçre bayragı dolu her yer, tuhaf.

ULASIM: 1 Günlük Kart 8 EURO
               Zürih Gölü Tekne Turu 8 EURO

YEMEK:  Ortalama bir öğle yemeği iki kisi icin 40 EURO
               Ortalama bir aksam yemeği iki kisi icin 120EURO
               McDonalds Big MAC Menü 12EURO 

HEDIYELIK: Magnet 7 EURO, İsviçre Cakisi 25EURO, Bir Paket Çikolata 10 EURO

Ozellikle yemekler cok pahali geldi bana, otel icin cok özel bir firsat yakaladigimi da belirtmeliyim. Neyse pahalilik vurgulu bu giristen sonra, sehri anlatayim biraz da.       

Icinden nehir gecen Avrupa Sehirleri’nden sonra, icinde deniz boyutundan bir göl barindiran Zürih bir seviye üste cikarmis citayi her bakimdan diyebilirim. Ormanlarlar kapli daglarla cevrili bir vadinin icindeki Zürih Gölü, suyunun temizligi, berrakligi ve özellikle carpici turkuaz rengi ile etkileyici bir imge olmus. Gölün kenarindaki muhtesem güzellikteki evler, dogal olarak halka her daim acik parklar ve plajlar, Zurih’in yasam kalitesini de bir kac gömlek yukariya tasimasi icin kaldirac görevi görüyor adeta. Gölün uzantisi seklinde sehrin icine dogru uzanan Limmat Nehri de bu guzelligi tamamlamis dogallikla, ki zaten sehirdeki eski yerlesim göl tarafindan cok, Limmat Nehri’nin her iki yakasinda yer almis ve yogunlasmis. Bknz. hemen asagidaki iki fotograf.





Limmat'in Linden Park'tan görünümü




Zurih Gölü ve muhtesem evleri


Frau Münster ve St.Peter, Limmat esliginde
Bu kadar bahsetmemden de anlasilacagi üzere, Zurih gezisi icin iki tane olmazsa olmaz var: ilki Zurih Göl Turu, her yarim saatte bir Burkli Meydani’ndan tekneler hareket ediyor, ki kisi basi 8 EURO fiyati ile cölde bir vaha sayilir. Ikincisi ise Ulusal Müze’nin veya HBF-Merkez tren istasyonunun hemen önünden kalkan Limmat Nehir gezintisi. Ilk tur rehbersiz ve gölde sizi farkli duraklara ugrayarak 1.5 saat boyunca dolastiriyor. Ikincisi ise gerek Almanca, gerek Ingilzce rehber esliginde ve yaklasik 1 saat sürüyor.
Bu iki gezintinin disinda bir olmazsa olmaz daha eklemek istiyorum. Linden Park, yani Ihlamurlar Parki. Parka eski sehrin icindeki Frau Münster Kilisesi’nin (Kilisenin vitraylari cok mehtediliyor, Chagal imzali vs. ama degmez 2EURO’ya acik söyleyeyim) hemen ilerisinden cikiliyor ve park size biraz once bahsettigim muhtesem turkuaz rengine nazir, etkileyici bir manzara sunuyor, girisi de ücretsiz. Bu arada parkin icinde, yillarca bizim güneydeki tatil köylerinde oynandigini gördügümüz bilye, misket, gombak benzeri Bocce oyununu oynayan orta yasli insanlar gördüm. Bizde kovalanma garantili oyunun oyunculari, Isvicre özelinde belli ki yüksek refah seviyesine sahip Zürihlilerdi. Demek ki refah seviyesi artinca, def edilmek zorlasiyor, basitligindeki sosyal saptamami yaptiktan sonra, biraz da Zürih yemeklerinden bahsetmek istiyorum. Diyeceksiniz ki hani müze, hani kültürel gezi? Kalmadi valla, sikeci FIFA’nin müzesine gidip gitmemek sizin elinizde tabii, ama her seye ragmen Isvicre Ulusal Müzesi’ni öneririm, ben zaman darligindan gidemesem de.

Linden Park
Yemeklere gecmeden önce Bahnhofstrasse klisesi var, atlamayayim. Gitmeden önce ne kadar yazi okudumsa, hepsinde de söyle ultra zengin, böyle muhtesem lüks diye bahsedilen bu cadde icin maalesef ayni övgü dolu sözleri paylasamayacagim. Zengin ve lüks sifatlari övgü de sayilmaz ya, ben ünlü Isvicre saatleri ve ünlü cikolataci Sprüngli (kücük cikolata 9EURO) disinda kayda deger bir nokta hatirlamiyorum gercekten. Yine de Zurih'e gidip de görmeden olmaz tabii, saatlere bakarsiniz iste-IWC alan bana haber versin-.

Gross Münster
Brasserie Louis-inek mi o?
Yemek kismina zoraki geldim, fiyatlari düsününce hala icim aciyor acikcasi. Ne ilk gün yedigimiz burger 28 Frank-26EURO ederdi, ne son gün yedigimiz pizza, sandvic ve bira üclüsü 55 Frank-50EURO. Ha diyeceksiniz ki ucuz yok mu kardesim bu sehirde? Var tabi, Zurih'in ucuzu da maalesef döner yine, yarim ekmek döner 12Frank-11EURO civarinda. Ya da yukarida yazdigim gibi hizli yemek veren yerlerden birine girip, görece ucuz burgerlerden almak da Zürih icin ucuz bir secenek. Dolayisi ile sadece iki yer ve bir dondurmaci tavsiye edecegim. Hatta dondurmaciyi pesin pesin edeyim, Mövenpick. Diyeceksiniz ki Mövenpick her köse basinda dondurma yapmaya üsenen kafenin menüsünde var zaten, neyini tavsiye edeceksin? Icten söyleyeyim, ben Isvicre'yi veya Zurih'i dondurma cenneti zannederdim, cahillik iste. Baktim baktim, Mövenpick'ten baska acik dondurmaci bulamadim bir garip Pazar günü sehirde. Kötü müydü? Hayir, aksine güzeldi. Özellikle cikolatali dondurmalari ve ilginctir porsiyonlari görece büyüktü. Iki topu 9Frank-8EURO'dan alabilirsiniz. Simdi tavsiye etmek istedigim iki ayri yere geleyim, ilki eski sehrin ana caddesi Niederdorfstrasse'nin ortasindaki Brasserie Louis, ikincisi ise Tripadvisor ödüllü Differente.

1) Brasserie Louis: Aslinda niyetimiz ayak üstü atistirmakti, dalmis bulunduk. Fiyatlari görünce de yutkunup, "Paylassak mi acaba?" düsüncesine kapildik. Bu güzel sokagin, yani eski sehrin kalbindeki görünüm haliyle cok güzeldi. Yemekler, yani hamburger menüsü ve corba, yanindaki ekmekler de dahil, gercekten lezizdi. Su, sehirde adet oldugu üzere ücretsizdi, ama ictiginiz bardaklar icin bir amortisman ücreti aliniyordu?! Sonuc olarak, karnimizi tam olmasa da büyük ölcüde doyurarak hesabi istedik. Bahsis (%5) icinde 50 Frank-45EURO tuttu. TL'ye cevirmeyin olur mu?


Rösti ve Tartar
2) Differente: Yagmurlu bir Zürih aksami, aslinda özel bir geceyi kutlamak icin burada yer ayirtmistim. Acikcasi gözüm daha yukaridaydi seviye olarak, ancak gözüm kesmedi. Differente sehrin merkezinden az uzakta, bir otelin lobisinde yer alan Tartar yemegi ile ünlü bir restoran. Tartar deyince aslinda cok bir sey canlanmiyor insanin gözünde ve benim aklimda somon tartar vardi sadece. Gidince ögrendik ki, tartar denilen sey, bizim Türk boylarindan Tatarlarin Kirim düzlüklerinde at sirtinda gezerken yedikleri etin pazarlanmis halinden baska bir nane degilmis. Uzun süren seyahatlerde heybelerde tasinan etler, sarsintidan ötürü lime lime. ya da paramparca oldugundan etin bu haline Tartar demisler, yani cig et. Bu arkadaslar da bu etin 8 ayri halini tek bir tabakta birlestirmisler ve ünlerini kazanmislar. 8 halin biri vejeteryan, biri de deniz ürününden, kalan altisi ise kirmizi etin degisik sekilde soslanmis halleri. Ben kirmizi et olmayanlari sevdim sadece, digerleri bitmedi bile. Fazla da olumsuz yazmak istemiyorum da, cok da severek yenecek bir yemek degil bence, ki yandaki resimde uzaktaki tabakta görebilirsiniz. Yakindaki tabakta ise Zurich Veal Rösti dedikleri yemek bulunuyor, krema soslu kusbasi ete mi benzetsem acaba? Bu tabak da cok lezzetli degildi. Aksamin yildizi sol tarafta parliyor, bir sise Toskana Merlot'su. Sonuca geleyim, bütce kisitlari nedeniyle tatlisiz biten bu gece, bize 135Frank-120EURO'ya mal oldu. Artik tercih sizin.


Bitirmeden önce bir kez daha okudum yazdiklarimi, pahali demisim baska bir sey dememisim. Kendimi affettirmek adina bir Zurih gölü fotografi daha paylasayim bari. Ucsuz bucaksiz bu narin güzelligin tadini cikarin, eger olur da Zurih'e yolunuz düserse. Derin vadi icinde, arkasi orman önü plaj ve iskele, en kolay ulasim yolunun yine su yolu oldugu bu essiz güzellikte (Konut reklami gibi oldu, ne aci.) uzun bir ömür yasamanin hayalini kurun. 
  
Zurih Gölü








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder