Bütün bu giriş gevezeliğinden sonra, hemen geçiyorum asıl mevzuya. Los Angeles bizim San Fransisco-yazı için tıklayın ve Pasifik Sahilleri-yazı için tıklayın ardından üçüncü ziyaret durağımız. Görülmesi gerekenler, yiyip içip beğendiğimiz mekanlar, kalınabilecek muhitler ve oteller, hepsini aşağıda bulabilirsiniz.
3 Günlük Bir gezi icin;
450 $ Kalacak Yer, günlük 200$ Kisi Basi Yeme-icme-eglenme masrafi diye hesap yapabilirsiniz aslinda. Yeme icme kismi her zaman oldugu gibi göreceli, ancak sadece Universal Studios giris biletinin 90$ oldugunu göz önüne alirsak, otopark, müze girisi ve dogal ihtiyaclari da katinca günlük 50$ harcarim demek de cok gercekci olmayacaktir.
Kalacak yer:
Avrupa şehirleri gibi olsa keşke, büyük katedrale ne kadar yakın, o kadar merkezi. Ama değil. Dolayısı ile Los Angeles'a ne için geldiğinize göre değişiyor her şey. Diyelim önceliğiniz okyanus ve sörf, o zaman sizi Santa Monica'ya alalım. Ya da Hollywood ve Beverly Hills için geldiniz o kadar yolu, öyleyse şehrin kuzeyi daha uygun. Ama iki temel karar etkeni var seçim yaparken, ilki şehir merkezi yani Downtown pek tekin değil, uzak duruyoruz. İkincisi de ücretsiz otopark olsa iyi olur, yarım oda parası da arabaya vermeyelim. Biz Santa Monica'da neden olduğunu anlamadığım ucuzlukta, fakat konum ve şartlar açısından mükemmele yakın bir konuk evinde kaldık, tıklayın Cal Mar Hotel Suites. Üç veya dört yetişkine göre planlanmış bu apart daire tipindeki kalışın gecelik fiyatı 160 Dolar gibi uygun bir fiyattı. Kesinlikle tavsiye ederim, ama internet ve otopark ekstra, baştan uyarayım. Tesisin cok bir sey ifade etmeyen bir fotografini da yan tarafa ekledim, ama inanin sessiz, merkezi ve güvenli.
3 Günlük Bir gezi icin;
450 $ Kalacak Yer, günlük 200$ Kisi Basi Yeme-icme-eglenme masrafi diye hesap yapabilirsiniz aslinda. Yeme icme kismi her zaman oldugu gibi göreceli, ancak sadece Universal Studios giris biletinin 90$ oldugunu göz önüne alirsak, otopark, müze girisi ve dogal ihtiyaclari da katinca günlük 50$ harcarim demek de cok gercekci olmayacaktir.
Kalacak yer:
Görülecekler-Gezilecekler-Olmazsa Olmazlar:
2) Universal Studios:
3) Santa Monica-Venice Beach:
Okyanus kıyısındaki şu meşhur lunapark ve dönme dolap, uçsuz bucaksız bir sahil, sörfçüler ve tahtaları, tanıdık gelmiştir umarım. Santa Monica aslında Los Angeles'in turistik sahil merkezi ve Venice Beach de hemen 3-4 kilometre güneyinde. Rap müzik eşliğinde hoplayan zıplayan gençler, inanılmaz figürleri seyirciler için değil kendi zevkleri için gerçekleştiren kaykaycılar ve Batı Yakası'nda zenci yoğun bir bölgeyle karşılaştığımız için şaşıran biz. Eğlenceli, neşeli ve canlı bir atmosfer kısacası. Santa Monica'da ve Venice Beach'te en az 2 tam gün geçirmenizi öneririm, imkanınız varsa da okyanus manzaralı bir "penthouse" lüksünde. Yalnız dikkatli olun, suç oranı Venice Beach'e yaklaştıkça yükseliyor, kepenkler hava kararmadan önce bir anda iniveriyor; tedirgin olacaksanız Santa Monica merkezine yakın bir konaklamayı tercih edin.

Okyanus kıyısındaki şu meşhur lunapark ve dönme dolap, uçsuz bucaksız bir sahil, sörfçüler ve tahtaları, tanıdık gelmiştir umarım. Santa Monica aslında Los Angeles'in turistik sahil merkezi ve Venice Beach de hemen 3-4 kilometre güneyinde. Rap müzik eşliğinde hoplayan zıplayan gençler, inanılmaz figürleri seyirciler için değil kendi zevkleri için gerçekleştiren kaykaycılar ve Batı Yakası'nda zenci yoğun bir bölgeyle karşılaştığımız için şaşıran biz. Eğlenceli, neşeli ve canlı bir atmosfer kısacası. Santa Monica'da ve Venice Beach'te en az 2 tam gün geçirmenizi öneririm, imkanınız varsa da okyanus manzaralı bir "penthouse" lüksünde. Yalnız dikkatli olun, suç oranı Venice Beach'e yaklaştıkça yükseliyor, kepenkler hava kararmadan önce bir anda iniveriyor; tedirgin olacaksanız Santa Monica merkezine yakın bir konaklamayı tercih edin.
4) Long Beach-Naples:
Olmazsa olmaz kategorisinde değil bence, çünkü birincisi ciddi bir mesafe ve trafik var ulaşmak için, ikincisi Santa Monica ve Venice Beach'e göre bir turist açısından çok da farklı değil bence, özellikle de Long Beach. Yine de aşağıda Long Beach'te beğendiğimiz bir bistroya yer verdim. Naples ise daha farklı, bir ada üzerine inşaa edilmiş ve evler, sokaklar, kanallar, hepsi Akdeniz ya da İtalyan mimarisine yakın. Dolayısı ile İtalyan ya da kısmen bir Venedik havası dolaşıyor ortalıkta. Eğer olur da Eski Kıta'yı özler, zeytinyağına ekmek banıp bir şişe Chianti içmek isterseniz gideceğiniz yer burası.
Olmazsa olmaz kategorisinde değil bence, çünkü birincisi ciddi bir mesafe ve trafik var ulaşmak için, ikincisi Santa Monica ve Venice Beach'e göre bir turist açısından çok da farklı değil bence, özellikle de Long Beach. Yine de aşağıda Long Beach'te beğendiğimiz bir bistroya yer verdim. Naples ise daha farklı, bir ada üzerine inşaa edilmiş ve evler, sokaklar, kanallar, hepsi Akdeniz ya da İtalyan mimarisine yakın. Dolayısı ile İtalyan ya da kısmen bir Venedik havası dolaşıyor ortalıkta. Eğer olur da Eski Kıta'yı özler, zeytinyağına ekmek banıp bir şişe Chianti içmek isterseniz gideceğiniz yer burası.
5) Los Angeles Şehir Merkezi:
Gitmeden önce de bolca okumuştum, tam da okuduğum gibi çıktı aslında. Onlarca gökdelen, başka da bir şey yok; merkezde kalmaya değmez, merkeze gece gidilmez. Güzel bir özet oldu. İlla gidecekseniz gezmeniz gereken yerler ise sırası ile şöyle; Los Angeles Theatre, Bradbury binası, Union Station ve Meksika atmosferli Olvera Street. Ha bir de unutmadan, Grand Central Market'ın içerisinde onlarca farklı lezzetli atıştırmalık öneren dükkanlar ve kafeler bulunuyor. Sıcaktan kaçıp soluklanmak için bire bir. Yan tarafa merkezden bir duvar resmini koydum, belki de merkezdeki en fotografik yerlerden biri.
6) Beverly Hills:
Lüksün bir numaralı adresi. Dükkanlar, alışveriş merkezleri, restoranlar, evler, villalar, parklar, semt bir bütün olarak lüks üzerinde oturuyor. Bilindik Beverly Hills yazısının önünde fotoğraf çektirip çocukluğumuzun efsanesi çizgi filmi anımsamak, palmiye ağaçları ve lüks arabalar ile bezeli villalara bakıp iç geçirmek, lüks mağazaların vitrinlerini süsleyen eşyalara bakıp etiketlere şaşırmış gibi yapmak, işte bunların hepsi yarım gününüzü alacak turistik etkinlikler.
Lüksün bir numaralı adresi. Dükkanlar, alışveriş merkezleri, restoranlar, evler, villalar, parklar, semt bir bütün olarak lüks üzerinde oturuyor. Bilindik Beverly Hills yazısının önünde fotoğraf çektirip çocukluğumuzun efsanesi çizgi filmi anımsamak, palmiye ağaçları ve lüks arabalar ile bezeli villalara bakıp iç geçirmek, lüks mağazaların vitrinlerini süsleyen eşyalara bakıp etiketlere şaşırmış gibi yapmak, işte bunların hepsi yarım gününüzü alacak turistik etkinlikler.
7) Getty Park:
Avrupa ve Amerikan sanatının nadide örneklerini barındıran bir müze burası aslında. Ancak gösterişli binasının içindeki eserlerden çok, özenle yaratılmış adeta bir sanat eseri bahçeleri ve ev sahipiği yaptığı şaşırtıcı görünümler daha çok ilgi çekiyor. Belki de benim cahilliğim ama, koleksiyonlarının eşsizliği ve derinliği ile Batı Yakası'nda bu tarzda bir müze bulmak çok kolay değil sanki. Özetle, içeriye ilginiz yoksa bile bir yarım gününüzü artistlik bahçelere ve göz alıcı manzaraya ayırabilirsiniz. Giriş ücretsiz fakat otopark 15$.
YEMEKLER
Avrupa ve Amerikan sanatının nadide örneklerini barındıran bir müze burası aslında. Ancak gösterişli binasının içindeki eserlerden çok, özenle yaratılmış adeta bir sanat eseri bahçeleri ve ev sahipiği yaptığı şaşırtıcı görünümler daha çok ilgi çekiyor. Belki de benim cahilliğim ama, koleksiyonlarının eşsizliği ve derinliği ile Batı Yakası'nda bu tarzda bir müze bulmak çok kolay değil sanki. Özetle, içeriye ilginiz yoksa bile bir yarım gününüzü artistlik bahçelere ve göz alıcı manzaraya ayırabilirsiniz. Giriş ücretsiz fakat otopark 15$.
YEMEKLER
Üzerlerine tıklarsanız foursquare veya tripadvisor sayfalarına erişebilirsiniz. Yanına özellikle yerlerini yazdım.
1) Amici-Glendale:
2) BOA-Sunset Avenue:
3) Blu Jam-Holywood:
Yine Hollywood'a yakın bir mekan, ama bu kez kahvaltı için. Melrose Bulvarı'nın üzerinde ve park sorunu yok denecek kadar az. Yumurtanın onlarca çeşidini, lezzetli omletleri ve yumurtadan uzaksanız akağaç şuruplu devasa pancake'leri tadabilirsiniz; yanında sınırsız kahve ve dilerseniz çay da ödeyeceğiniz fiyatın içinde. Tabii ufak bir ön koşul var, kafenin önünde sıcağın böğrüne doğru uzanan onlarca kişilik bir sırayı beklemek. Üç kişi, iki omlet ve bir pancake 40$ tuttu, bahşiş her zamanki gibi %20.
4) Pono Burger-Santa Monica:
Gelelim Santa Monica'ya. Merkezde onlarca farklı seçenek olmasına rağmen, Foursquare'den yüksek puanlı bir yer bulacağız diye Santa Monica'nın içine doğru açıldık ve pişman da olmadık. Kendi sitesinde de dediği gibi bir Hawaii esintisi var burgercide, plaj tarzında dekore edilmiş, burgerlerin ise organik ve otla beslenmiş olması gibi iki ayırt edici özelliği mevcut. Üç burger ve üç craft-el işi bira için, ki onlarca farklı çeşidini bulabilirsiniz, 50$ ödedik.
5) Yard House-Long Beach:
Yukarıda uzun uzun anlatamadım, Long Beach ayrı bir şehir ve Santa Monica veya Venice Beach'e göre daha farklı bir havası var. Daha az turistik, daha yerel -yazarın notu, yerel dememi garipsemeyin, yerel dediysem çağın Amerikalısı'nın Pasifik kıyısında yaşamının yerelliği-, diğer şehirlerin aksine öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı bir şehir. Bahsedeceğim Yard House da, uçsuz bucaksız Long Beach'in girişindeki marinanın içinde kendini "Yeni" Amerikan olarak tanımlayan bir bistro. Yeni deyince herhalde barındırdıkları Meksika yemeklerini kastediyorlar, bilmiyorum, yine onlarca farklı bira, yine uzun kuyruklar ve bekleme sırası, yine... Üç kişi 75$ verdik, ne kadar tanıdık değil mi? Mekanın kendisini çok övemesem de, batıya baktığı için okyanusun kıyısındaki gün batımı manzarası muhteşemdi, onu özellikle belirtmeliyim.
6) The Bungalow-Santa Monica:
Santa Monica'da gece dışarı çıkmak gibi bir niyetiniz varsa, The Bungalow'u özellikle ama özellikle tavsiye ediyorum. Çok şık giyinmenize gerek yok ama salaşlıkta aşırıya da kaçmayın, rahat da olsa üstü açık bir gece klübü burası. Amerikan filmlerinde olur ya hani, rahat bir atmosfer, ağaçlarda sallantılı süsler, yormayan ama keyifli bir müzik ve herkesin yer yer sohbet edip, yer yer dans ettiği esintili bir yaz akşamı. Ne kadar gözünüzde canlandı bilmiyorum, ama lezzetli kokteyller de cabası.
Gelelim Santa Monica'ya. Merkezde onlarca farklı seçenek olmasına rağmen, Foursquare'den yüksek puanlı bir yer bulacağız diye Santa Monica'nın içine doğru açıldık ve pişman da olmadık. Kendi sitesinde de dediği gibi bir Hawaii esintisi var burgercide, plaj tarzında dekore edilmiş, burgerlerin ise organik ve otla beslenmiş olması gibi iki ayırt edici özelliği mevcut. Üç burger ve üç craft-el işi bira için, ki onlarca farklı çeşidini bulabilirsiniz, 50$ ödedik.
5) Yard House-Long Beach:
Yukarıda uzun uzun anlatamadım, Long Beach ayrı bir şehir ve Santa Monica veya Venice Beach'e göre daha farklı bir havası var. Daha az turistik, daha yerel -yazarın notu, yerel dememi garipsemeyin, yerel dediysem çağın Amerikalısı'nın Pasifik kıyısında yaşamının yerelliği-, diğer şehirlerin aksine öğrencilerin yoğun olarak yaşadığı bir şehir. Bahsedeceğim Yard House da, uçsuz bucaksız Long Beach'in girişindeki marinanın içinde kendini "Yeni" Amerikan olarak tanımlayan bir bistro. Yeni deyince herhalde barındırdıkları Meksika yemeklerini kastediyorlar, bilmiyorum, yine onlarca farklı bira, yine uzun kuyruklar ve bekleme sırası, yine... Üç kişi 75$ verdik, ne kadar tanıdık değil mi? Mekanın kendisini çok övemesem de, batıya baktığı için okyanusun kıyısındaki gün batımı manzarası muhteşemdi, onu özellikle belirtmeliyim.
6) The Bungalow-Santa Monica:
Santa Monica'da gece dışarı çıkmak gibi bir niyetiniz varsa, The Bungalow'u özellikle ama özellikle tavsiye ediyorum. Çok şık giyinmenize gerek yok ama salaşlıkta aşırıya da kaçmayın, rahat da olsa üstü açık bir gece klübü burası. Amerikan filmlerinde olur ya hani, rahat bir atmosfer, ağaçlarda sallantılı süsler, yormayan ama keyifli bir müzik ve herkesin yer yer sohbet edip, yer yer dans ettiği esintili bir yaz akşamı. Ne kadar gözünüzde canlandı bilmiyorum, ama lezzetli kokteyller de cabası.
Dolayısı ile gençlerin favori mekanı olması bizi şaşırtmadı, bir kaç saat kaldığımız halde zamanın nasıl geçtiğini anlamadık, belki de bütün gezi boyunca gidilen yerlerden bir liste yapsam en üste koyacağım ilk mekan. Unutmadan, kokteyller 15$ civarında ve ben tabii ki -on the rocks- Margarita içtim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder